Avrupa Birliği tarafından
finanse edilmektedir

Bu web sitesi, Avrupa Birliği’nin maddi desteği ile oluşturulmuştur ve sürdürülmektedir. İçerik tamamıyla Goethe-Institut Istanbul sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.

EN

26 KM

Temmuz 2023 - Haziran 2024
ŞANLIURFA 

Proje iştirakçileri
Aşkın Ercan (sanatçı-akademisyen)
Mahmut Karaçizmeli (mimar-akademisyen)
Binnaz Koca (sanatçı-akademisyen)
Filiz Selvi (sanatçı-öğretmen)

Projeye konu olan ve maddi fiziksel sınırları itibariyle, Şanlıurfa’nın Karaköprü ilçesinden başlayan ve günümüz itibariyle yapılı çevrenin sınırını oluşturan 26 km’lik rota, Osmanbey olarak bilinen, kent merkeziyle ilişkisi koparılmış üniversite yerleşkesine kadar uzanmaktadır.

Karaköprü ilçesi özellikle son 20 yılda gelişen neoliberal politikalarla ortaya çıkmış ve eski kırsal alanı, şimdi ise daha çok kentin burjuva sınıfına ev sahipliği yapan bir alandır. Söz konusu 26 kilometreyi katedebilmek için bu sınırdan hareket edildiğinde yol boyunca bu nostaljik tarım arazilerinden oluşan parsellere ara ara rastlanmaktadır. Şanlıurfa- Diyarbakır yolu üzerinden Karaköprü ilçesinde başlayan yol, Diyarbakır-Mardin yollarını transit olarak birbirine bağlayan yolla Buluntu Hoca Bulvarı adı ile keşişir. Şanlıurfa’da şehir merkezinde trafik yükünü azaltmak için yapılan bu yolun en önemli özelliği ise yol boyunca heterotopik, kültürel, arkeolojik, siyasi ve ekolojik referanslarla karşımıza çıkmasıdır. Bu yol üzerinde tarım arazileri arasına kurulmuş bir beton santrali terkedilmiş bir Ermeni kilisesi, efsanelere, mitlere konu olan mağara yerleşimleri, makine fabrikası, Göbeklitepe kavşağı, hipodrom, “Kısas (Alevi Köyü), polis kontrol noktaları, şehrin sınır levhaları yer almaktadır. Tek katlı yerleşim yerleriyle birlikte yolun bir tarafında kırsal alan diğer tarafında kent silüeti yer almaktadır. Kırın nerede bitip, kentin nerede başladığı belli değildir. Yol depremde ise kent sakinleri için güvenli istikamet yolunu oluşturmuştur. Harran Üniversitesi ise etrafı korunan tarım arazileri ile çevrili olarak son durağı oluşturmaktadır.

Proje ile birlikte kentin önemli kavşak noktalarını barındıran 26 km üzerinden şu konular üzerine yeniden düşünülmesini önermektedir:

  • Yolun üzerinde seyirlik kültürel varlıkların akıbeti ile kültürel miras ve kimlik açısından değer yitimi,
  • Hafızanın yitirilmesi,
  • Mitler ve semboller aracılığıyla kentin hafızasının yoklanması ve gündeme getirilmesi,
  • Kent-kır ilişkisinde toplumsal belleğin ekolojik göstergeleri üzerinden kimlerin doğrudan ve dolaylı olarak etkileneceği,
  • Değişim- dönüşümün gönüllülüğü esasının kimin/kimlerin iradesiyle gerçekleştirildiği,
  • Yolun geleceğinin ne olacağı,
  • Sanat ile yeni ve üretken bir okuma yapmak, yeni bir diyalog şekli kurmak ve hafızaya sahip çıkmanın gerekliliği.
  • Projede 12 ayda 4 iştirakçinin katılımıyla farklı sanatsal mecralar aracılığıyla bu sorulara yanıt aranacaktır.

Yeliz Selvi Gölpunar 

Gölpunar, 1983 Ankara doğumludur. 2005 yılında Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde lisans eğitimini tamamlamıştır. 2008 yılında aynı üniversitede yüksek lisans eğitimini tamamlamış ve Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden “Heterotopya Üzerine Görsel Çözümlemeler” adlı tez çalışmasıyla Sanatta Yeterlik derecesini almıştır.

Gölpunar, genel olarak işlerinde disiplinlerarası ve güncel sanat formlarının tümünü takip etmekte, post-insan çağındaki sanatsal gelişmeler karşısında  yeni ve güncel kavramlar üzerine okumalar yapmakta, belirgin olarak ise figüratif dilin her türlü görsel temsiline yakınlık duymaktadır.  İşleri bu kombinasyonun bir görüngüsünü sunmaktadır. Alternatif ve eşsiz bir belleğin varlığına olan inançla genellikle işlerinde göze ilk olarak sıradan bir gerçeklik içinde (doğa ve doğaya ait olan, organik imgeler) aşkın/fazla (cinsiyet formları, kostümlü insanlar, meyveler vb.) ve sömürülmüş imgeler çarpar. Gerçeklik uzamındaki bu imgelerin ontolojik olarak bulundukları yer vurgusuyla anlaşılmaz tarafları vardır. Aynı zamanda bakış tarafından algılanan gerçekliğe yansıtılan travmatik bir fazlayı ve hafızayı oluşturmaları ile patolojiklerdir. Aynı zamanda bazı açılardan kimi poetik mantıksızlıklar yansıttıkları için eğlenceli bir karaktere de sahiptirler. Bu kavramsal çerçeve içinde yurtiçinde ve dışında sanatsal çalışmalarına devam etmektedir.

Bağlantılar:

www.instagram.com/yelizselvii 

Bu sayfa 7 Aralık 2023 tarihinde yayına alındı.