Islah Peyzajları
Nisan - Eylül 2024
İZMİR
Islah Peyzajları, Mahsul Projesi kapsamında gerçekleştirilen saha ve arşiv araştırması ve literatür taraması sürecinde tespit edilen, kesişen, üst üste binen kararların ortaya çıkardığı üç peyzaj vakasından oluşur. Anadolu’da Geç Osmanlı’dan Erken Cumhuriyet’e uzanan ve çevreyle kurulan ilişkileri dönüştüren modernleşme idealinin terbiye ettiği bataklık, kumul ve dağların hikayesini başka bir bakışla anlatmayı hedefler.
Mahsul Projesi Çukurova’daki endüstriyel tarım pratiklerinin çevresel, kültürel ve toplumsal mahsullerine odaklanarak başladı. 2022 Aralık ayı itibariyle literatür taramaları, arşiv ve saha çalışmaları gerçekleştirdi. İnsan ve insan olmayanın tanıklıklarının izini sürdü, buluşmalar düzenledi. Çukurova'da CultureCIVIC desteğiyle başladı. Yerleştirmelere dair malzemeler bu süreçte birikti. Levant’a bakan ovalara ziyaretler, görüşmeler, yürüyüşler, arşivlerde karşılaşılan fotoğraf koleksiyonları, geçmişten yüzler, pratikler, çevre tarihinde dönüm noktası olarak tespit edilen fermanlar yerleştirmelere dair bir rota oluşturdu.
Yerleştirmeler ıslah süreçleriyle kontrol altına alınan ve işlevlendirilen doğal peyzajların kalkınma ve kazanç odaklı şekillendirilme sürecini merkeze alır. Her bir yerleştirme bir ıslah sürecine odaklanır: Bataklığın kurutulması, kumulun terbiyesi ve dağların ekilip biçilerek bağa dönüşmesi. Islah Peyzajları yerleştirmeleri bu süreçlerdeki ortak aklın, çevreye bakışın izini sürmeyi ve tehlike altındaki ekolojilerin dönüşüm hikayelerine ekolojiyi ve barındırdığı çok türlülüğü vurgulayan bir gözle bakmaya davet eder.
Doğanın uçsuz bucaksız, sömürüye açık milli bir kaynak olarak temsili bugüne has bir tercih değil. Bugün iktidar sahiplerinin çevreyle kurduğu ilişki, Anadolu’da 19. Yüzyıl Osmanlı’sında Batı’ya bakarak öğrenilen ve Türkiye Cumhuriyet’in kuruluşuyla milli modernleşme hareketleriyle hız kazanan pek çok ıslah sürecinin mahsulü niteliğinde. Islah Peyzajları yerleştirmeleri nehrin, kumulun ve dağın varoluşunu kısıtlayan terbiye süreçlerini yeniden düşünmeye açar. Çok türlü sanatsal anlatılarla insan ve insan olmayanın ilişkilenme biçimlerine, çevreyi şekillendirme pratiklerine içkin şiddete dair bir farkındalık oluşturmayı ve doğadaki gelecek hak arayışları için bir çağrı işlevi görmeyi amaçlar.